KISITLAMA KARARI VE AVUKATIN HAKLARI <
KISITLAMA KARARI VE AVUKATIN HAKLARI
0 Yorum
13004
26-04-2023

Hakkında CMK md. 153/2 gereği kısıtlama kararı alınan bir soruşturma dosyasında, avukatın hangi belgelere ulaşabileceği ve örnek alabileceği konusunda, maalesef uygulamada kötü niyetli girişimler bulunmaktadır.

Bir avukatın, bu durumda yapması gereken nedir? Hakkında kısıtlama kararı bulunan bir soruşturma dosyasında, avukata tanınan hukuki haklar nelerdir? Avukata tanınan bu hukuki haklara bir kısıtlama getirilebilir mi?

Öncelikle hemen belirtelim ki, ister kollukta (emniyet) isterse de savcılıkta, eğer bir soruşturma dosyası hakkında kısıtlama kararı alınmış ise müdafinin mutlaka bu kısıtlama kararını görmesi gerekmektedir. Her kim tarafından beyan edilmiş olursa olsun, şifahi olarak kısıtlama kararının mevcut olduğu yönündeki beyana itibar edilmesi mümkün değildir. Zira müdafinin, temsil ettiği müvekkiline bu konuda bilgi vermesi ve görevi gereği evrakı görmesi zorunludur. Kısıtlama kararı gösterildiğinde, kısıtlama kararı hakkında karar veren mahkeme, dosya numarası ve hakkında kısıtlama kararı verilen dosyanın numarası özellikle incelenmeli, gerekirse not edilmeli ve adliyeden teyit edilmelidir.

Eğer kısıtlama kararı olduğu konusunda bir şüphe yok ise o zaman, kısıtlama kararının varlığında dahi avukata hukuken tanınan bazı yetkileri sonuna kadar kullanılması zorunludur. Bu durum CMK md. 153/3’te düzenleme alanı bulmuştur.

“Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında, ikinci fıkra hükmü uygulanmaz.”

Görüldüğü üzere, madde metni hiçbir şüpheye veya tevile yer vermeyecek kadar açıktır. Yakalanan kişinin veya şüphelinin müdafi, müvekkilinin ifadesini içeren tutanağa, bilirkişi raporlarına ve müvekkilinin hazır bulunmaya yetkili olduğu diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklara (yer göstermek, teşhis, keşif gibi) ulaşabilmesi kısıtlanamaz. Başka bir ifade ile, dosya hakkında kısıtlama kararı verilmiş olsa da, belirtilen evraklara müdafi tarafından ulaşılmasına, vekaletname sunmak koşuluyla harç alınmadan örnek alınmasına engel olunamaz. Hiçbir kısıtlama kararı, müdafinin bu evraklara ulaşmasını engelleyici bir şekilde alınamaz ve bu şekilde yorumlanamaz.

Burada dikkat edilmesi gereken bir konu vardır ki, o da Yargıtay’ın bazı kararlarından kaynaklanmaktadır. Yargıtay vermiş olduğu bazı kararlarda; kısıtlama kararı bulunan dosyadaki şüpheliye ait olan ve yukarıda istisna olarak belirtilen evraklara ulaşabilmesini DEĞİL, harçsız örnek alabilmesini “vekalet bulunma” şartına bağlanmıştır (Örnek; Y 10 CD, E:13/9333, K:13/7369; Y 10 CD, E:11/9206, K:11/57200).

Bizce Yargıtay’ın kararı yerinde olup, uygulamayı yönlendirmek açısından kanaatimizce noksandır. Her ne kadar Yargıtay önüne gelen olayda, dosyadan örnek isteyen müdafinin vekaleti olmamasını örnek almaya engel olarak görse de, inceleme bakımından vekaletnameye gerek olmadığını da belirtmesi gerekmekte idi. Ancak Yüksek Yargıtay, sadece olaya “örnek alma” bakımından değinmiş ve vekaletname olmaksızın, hakkında gizlilik kararı bulunan bir soruşturma dosyasından CMK md. 153/3 gereği kısıtlanamayacak işlemlere ilişkin evraklardan örnek alınamayacağını dile getirmiştir. Buradan, vekaletname var ise gizlilik kararı olsun ya da olmasın CMK md. 153/3’de belirtilen evrakların örneklerinin harçsız bir şekilde müdafi tarafından alınabileceği sonucu rahatça çıkabilmektedir fakat maalesef uygulayıcılar Yargıtay kararında direkt yazmayan konularda yorum yapmayı tercih etmediklerinden sorunlar yaşanabilmektedir.

Netice olarak, soruşturma dosyalarında müdafi olarak yer alır iken, dosya hakkında kısıtlama kararı olsun ya da olmasın, CMK md. 153/3’te belirtilen evrakları biz avukatların GÖRMEMİZE engel bir durum yoktur. Ancak, takdir edilecektir ki uygulamada GÖRMENİN pek bir önemi bulunmamaktadır. Bu nedenle, CMK md. 153/3’te belirtilen ve kısıtlama kararı olsa dahi görülmesi ve örnek alınması engellenmeyen evrakları alabilmek için, dosyaya vekalet sunulması en doğru yol olacaktır.

Tam bu noktada bir hususu daha belirtmeyi uygun görüyoruz. Bazı soruşturma dosyalarında, kısıtlama kararı var ise şüphelinin ifadesinde bazı yerler (özellikle tape kayıtları/konuşma dökümleri) silinip, müdafiye bu şekilde örnek verilmekte, dosyada ise ifade evrakının tam metin bulunmaktadır. Bu uygulama, savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir. Zira; CMK md. 153/3 gayet açık olup, dosyada yer alan evrakın birebir aynısını müdafi alabilir. İşte bu evraklardan biri olan ifade tutanağında, avukata verilen örneğin bazı yerlerinde silinme yapılması, hukuka aykırı ve BİLEREK VE İSTEYEREK SAVUNMA HAKKINI KISITLAMA anlamına gelmektedir ki, bu fiil de kanaatimizce TCK md. 257’de yer alan “Görevi Kötüye Kullanma” suçuna vücut vermektedir. Zira ilgili maddede belirtilen “görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetlerine … neden olma” şartı, savunma hakkının kısıtlanması suretiyle icra edilmiş olmaktadır. Hele bir de bu "silinme, tahrif edilme" emrini bizzat bir savcı vermiş ise, bu durumda "bilmeme, kasıt bulunmama" gibi bir savunma da ileri sürülemeyecektir. Bu nedenle avukatların, böyle bir durumla yani örnek olarak verilen ifade ile dosyaya konulan ifade arasında bir farklılık, silinme yada değiştirilme yapılmış olması durumunda, ÖRNEK OLARAK VERİLEN İFADEDEKİ İMZALARIN EKSİKSİZ POLİS MEMURLARI VEYA SAVCILIK TARAFINDAN TAMAMLANMASINI SAĞLAYARAK, DERHAL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA VE HSK’YA BAŞVURULARINI YAPMALARI GEREKMEKTEDİR. Zira, savunma hakkı Anayasal olarak korunan bir hak olup, hiçbir makam ya da mevkiyi işgal eden kişi veya kişilerin, kendi keyfi tasarruflarına feda edilebilecek bir hak değildir. Kaldı ki bu hak, avukattan çok, avukatın temsil ettiği ve vekalet ilişkisi gereği bağlı olduğu müvekkilinin hakkıdır. İfadelerde bazı yerlerin silinmesi, karalanması ve her ne suretle olursa olsun, dosyadaki evrakla farklı hale getirilmesi, görevi kötüye kullanmak ve hatta bazı durumlarda “resmi evrakı bozma” suçunu dahi oluşturabilir.

 

 

Site Etiketleri: Adana Ceza Avukatı Adana Boşanma Avukatı Adana Avukat Adana Ağır Ceza Avukatı Ceza Avukatı Adana Avukat Boşanma Avukatı Ağır Ceza Avukatı

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

Adli Sicil Kaydı ve Arşiv Kaydı Silinir Mi?

Aile Konut Şerhi

ANLAŞMALI BOŞANMA VE BOŞANMA PROTOKOLÜ

ATATÜRK ALEYHİNE SUÇLAR

BOŞANMA DAVALARINDA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT

BOŞANMA DAVASI

GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇU

7406 SAYILI KANUN İLE TCK'DA VE BİR KISIM KANUNLARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

CEZA DAVALARINDA TENSİP ZAPTI NEDİR?

TENSİPLE TAHLİYE NEDİR?

ESAS HAKKINDA MÜTALAA NEDİR?

İŞLENEMEZ SUÇ

MEŞRU SAVUNMA

ORGANİZE SUÇLULUK

SUÇUN DEREBEYLERİ

CEZA AVUKATININ YOL HARİTASI

ADAM ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS SUÇU

SUÇA YARDIM ETME

TCK MD 1 - CEZA KANUNUNUN AMACI

TCK MADDE 267 İFTİRA SUÇU

YAĞMA (GASP) SUÇU

UYUŞTURUCU VE UYARICI MADDE TİCARETİ YAPMA SUÇU

TEFECİLİK SUÇU ÜZERİNE

TUTUKLAMA NEDİR?

HİÇ KİMSE KONUŞMAYA ZORLANAMAZ!

CEZA KANUNLARINI BİLMEMEK MAZERET DEĞİLDİR

BOŞANMA DAVALARINDA CİNSEL KUSUR İDDİALARI

KISITLAMA KARARI VE AVUKATIN HAKLARI

CEZA YARGILAMASINDA SONRADAN DEĞİŞEN - ÇELİŞEN İFADE

YARGITAY KURAL OLARAK MADDİ VAKIA DENETİMİ YAPAMAZ

CİNSEL SUÇLARDA NASIL BİR AVUKATA İHTİYACIN VAR?

SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜT KURMA SUÇLARINDA HİYERARŞİ VE İSPAT SORUNU BİR KARAR İNCELEMESİ