MAKALEYİ SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN!!!!

Tehdit, boşanma davalarında çok karşılaşılan bir suç türüdür. Boşanma sebebi olarak tehdit, boşanma davalarında sıkça dile getirilir. Bunların bazıları gerçekten var olan tehditler olmakla birlikte bazıları maalesef sırf boşanma davasını kazanmak için dile getirilen iftiralardır. Bu nedenle, eğer tehditten bahsediliyorsa çok iyi araştırılması ve ispat edilmesi gereklidir. Tabi ceza hukuku bakımından tehdit ile boşanma hukuku açısından tehdit kavramları aynı anlama gelmemekle birlikte her ikisinin de ispat hukuku bakımından farklılıklara sahip olması, işi daha da çetrefilli hale getirmektedir. 

Boşanma davalarında tehdit konusunu bir kenara bırakarak, yazımızın konusuna döner isek; evliliğin belki de en önemli unsuru ve tabi boşanma davalarında da en çok kötüye kullanılan unsuru, müşterek çocuklardır. Taraflar, birbirlerini çoğu zaman müşterek çocuk üzerinden vurmak isterler ve insan psikolojisinin evrensel doğası bireyi bu yönde savunma yapmaya iter. 

Boşanma sürecinde veya boşanmaya sebep olan süreçte eşler, çocuklar üzerinden karşı tarafa hamle yapmayı ve müşterek çocukla ilgili her durumu karşı tarafa bir baskı unsuru olarak kullanmayı çok severler. İşte müşterek çocuk için bile olsa karşı tarafa hamle yapmak ve haklı çıkmak için yapılan girişimlerde tehditte bulunulması, tehditte bulunan kişiyi boşanma davasında haksız bir konuma getirir. 

Başka bir ifade ile çocuk üzerinden karşı tarafa yüklenme psikolojisi, eşleri öyle bir boyuta getirir ki, haklı bir serzenişte bulunurken dahi kantarın topuzunu aşarak tehditvari konuşmak, konuşan eşi haklı iken haksız konuma getirebilir. 

Örneğin Yargıtay'ın önüne gelen bir olayda, erkeğin "çocuğa bir şey olsun seni bitiririm, çocuğa bir şey olsun hepinizi benzin döküp yakmazsam" şeklinde bir mesaj eşine gönderdiği tespit edilmiştir. Burada belki de erkek haklı bir serzenişte bulunmuş olabilir, çocuğu ile ilgili bir tehlike sezmiş ve baba olma psikolojisiyle bu mesajı göndermiş olabilir. İşte örnek verilen davada da Yargıtay, erkeğin bu mesajı göndermesini, hiçbir incelemeye girmeden, incelemeye girse de şekli bir inceleme yapmasından dolayı, ceza davasında tehdit suçundan ceza almış olması hasebiyle erkeği haksız görmüş hatta karşı tarafın kusurlarından daha ağır bir kusur olarak değerlendirmiştir. İlgili kararı incelemek için buraya tıklayın!!!

Belirtilen nedenlerle, müşterek çocuğu koruma amacıyla dahi olsa tehdit kavramına dahil olabilecek kelimeler sarf etmek, boşanma davası sürecinde bir kusur olarak değerlendirilecek hatta ağır bir kusur sayılabileceği açıktır. Unutulmamalıdır ki boşanma davalarında karşı tarafı tehdit etmek, karşı tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde de olduğundan, boşanma dışında ayrıca manevi tazminat ödenmesine hükmedilmesini gerektirecektir.