Site Etiketleri: Adana Ceza Avukatı Adana Boşanma Avukatı Adana Avukat Adana Ağır Ceza Avukatı Ceza Avukatı Adana Avukat Boşanma Avukatı Ağır Ceza Avukatı
ZİNAYA DAYALI BOŞANMA DAVASINDA AKLA TAKILANLAR
Zina nedeniyle boşanma davasında kaybeden taraf;
-Maddi-manevi tazminat ve nafaka alamaz.
-Mal paylaşımında hak ettiği miktar azaltılabilir ve hatta tüm hakkını kaybedebilir.
-Çocukların velayetini alabilmesi çok zordur.
-Ziynet eşyaları üzerindeki hakkını kaybetmez, tüm ziynet alacağını tahsil edebilir.
Zina, her türlü delil ile ispatlanabilir. Ama zina doğası gereği tam olarak ispatlanması pek mümkün olmamasından dolayı, zina şüphesini ortaya çıkaran delillerin yoğunluğu ile yine zina ispat edilebilir.
Zina; video, resim gibi görsel araçlarla ispat edilebildiği gibi, sesli mesaj, yazılı mesaj gibi delillerle de ispat edilebilir. Aldatılan eşin bu kayıtları mahkemeye sunması mümkündür. Ancak elinde bu kayıtları bulunduran eş veya üçüncü bir kişi, bu kayıtları üçüncü kişilerle paylaşması, kişisel kayıtları hukuka aykırı olarak paylaşma fiilini oluşturur ve bu bir suçtur.
Zina fiilini öğrenen aldatılan eş, bu fiili affeder veya bilmesine rağmen aynı evde yaşamaya devam eder ise, o zaman zina fiilinden dolayı dava açamaz, ileri sürülse dahi kabul edilemez.
Zina fiili söz konusu ise, ya doğrudan doğruya zina nedenine dayalı olarak ya da evlilik birliğinin temelinden sarsılmasından dolayı boşanma davası açılabilir. Ancak uygulamada, zina nedenine ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine ikisine birden dayanılarak dava açılmakta ve böylece iş şansa bırakılmamaya çalışılmaktadır. Zinanın varlığı konusunda ileri sürülen delillerin yetersiz olması söz konusu olur ise, bu deliller evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni sayılabileceğinden boşanma kararının verilmesi sağlanabilmektedir.
Zina fiilini işleyen tarafın evlilik birliğini devam ettirme gibi beyanları hiçbir önem arz etmemektedir. Pişmanlık göstermek, kendini affettirmeye çalışmak gibi girişimlerin hukuki anlamda bir değeri bulunmamaktadır.
Zina bir suç değildir. Bu nedenle, zina eden eşe sırf zinası nedeniyle ceza davası açılamaz, hapis veya para cezası verilemez.
Burada bir hususa açıklık getirmek gerekir. Çünkü kendisine zina nedeniyle boşanma davası açılan taraflar, çoğu zaman bu savunma üzerinden fiillerini haklı göstermeye çalışmaktadırlar. Zina fiili ispatlanan tarafın, bu fiili gerçekleştirmesine iten sebepleri ileri sürmek ve buradan diğer eşi sorumlu tutmak her ne kadar kulağa hoş gelse de hiçbir hukuki değeri bulunmamaktadır. Zira her ne olursa olsun, taraflar boşanma davası açmakta özgürdür. Eşin ilgisiz olması, tüm cinsel hayatı bitirmiş olması, diğer eşin zina fiilini gerçekleştirmesine haklı gerekçe oluşturmaz. Eşler, fiili karşılık vermekle değil hukuki başvuru yapmakla yükümlüdürler. Fiilen karşılık vermek, bazı zamanlarda hukuken kişiyi haksız konuma getirir. Örneğin, eşiyle cinsel birliktelik yaşamak istemeyen eşe, diğer eşin boşanma davası açması beklenirken evliliği devam ettirip zina fiilini işlemesi, diğer eşin fiilinden dolayı bir “tahrik-teşvik” imkânı tanımayacaktır. “O benimle cinsel ilişkiye girmedi, ben de gittim zina etmek zorunda kaldım” şeklindeki bir savunma, tamamen kurnazcadır ve hukuki değeri yoktur.
YORUM GÖNDER